30 Haziran 2012 Cumartesi

Kabusların Tersi Çıkar Adamım, Rüyanda Seni Ekerse Uyanınca...

Her şey bu sabah 02.00 da gördüğüm kabuslar üstüne uyanıp 05.00 e kadar tekrar uyumamamla başladı. 05.00 civarlarında uyuyakaldım. Ve hayatımın en dıttan kabusunu gördüm. Şu aralar takıntım olan çocuğu gördüm. Rüyamda bana kazık atıp benim yerime başkasını seçiyordu, ıhhh adi herif. Ama olabilecek en gerçekçi rüyalardan biriydi.
Her neyse rüyalara inanırım ya da inanmam demiyeceğim. Çünkü nasıl işime gelirse öyle kabul ederim. Ama bu rüyayı kabul etmek istemesem de uyandığımda berbat bir yenilgi modunda uyanmıştım. Çok sarsmıştı beni. Ama bu rüyayı görene kadar o şahısı o kadar umursadığımı da bilmiyordum, ah bir de onun şaşkınlığı vardı tabii üstümde.
Her neyse... Günün ilerleyen saatlerinde keyfim kendiliğinden yerine geldi ayrıca rüyamın tersi çıktı. Tüm gün nerdeyse konuştuk o şahısla, uzun zamandır da görüşmüyorduk, iyi oldu yani.
Vaktinde çok tuhaf rüyalar görmüşlüğüm var.
  • Dünyayı uzaylılar  bastı,
  • Tsunamiler oldu,
  • Bir kez kazık yediğim arkadaştan tekrar tekrar kazık yedim ya da barıştım(çok barışırım),
  • Gökdelenden atladım,
  • Araba kazası yaptım,
  • Konuşan bir rakunum oldu,
  • Birkaç yüz tane konsere gittim,
  • Cinayet dedektifliği yaptım,
  • Apartman balkonundan havuza atladım,
  • Sevdiğim sanatçılarla tanıştım,
  • Muhabbet kuşum konuştu ve koşu bandında koştu,
  • Apple ın tüm ürünlerine sahip oldum,
  • İstediğim kadar kırtasiye alışverişi yaptım.
Yani anlıyor musunuz? Rüyalar serbest bölge. Sadece bana ait. Ama bazen de saçmaladığım oluyor rüyalarda, eğer kontrol edememişsem.
Öncelikle kontrol etmek için rüyanın içinde olduğumu bilmem gerek. Mesela ben korku filmi tarzında rüyaları severim. O tarz rüyalarda gerçek olmadığını bilirsem "Hee tamam, ölmeme fırsat vermeden uyanırım." diyip kendi korku filmimden istediğimde çıkarım. Ama bazen bilmem de işe yaramıyor. Mesela rüyamda bir savaş oyununun içine girdiğimi görüyorum ama çıkmak istediğide oyunun çıkış tuşunu bulamıyorum. İşte bu tam anlamıyla KORKUNÇ!
Uyurken konuşma huyum da vardır bu arada. Heyecanlı kızgın korkmuş veya çok mutluyken uyuyor olsam da konuşuyorum. Bu gece konuştuğumu söyledi annem mesela. Ama birisine kızar gibi değil de daha çok mutlu ve heyecanlıymışım. Ve ben ateşle çakmakla oynamayı çok severim kontrollü şekilde. Neyse işte gece bir ara uyanıp "Bu arada ateşle oynamayı çok severim." dediğimi hatırlıyorum cidden demişim durduk yere.
Ve hayat bu aralar çok güzel gidiyor, gerçi genelde güzel zaten. Mutluyum işte. Mutluyum falan.

Ancak ve lakin boğazımı kısmaya başladım. Birkaç kilo aldığım fazlalıklardan kurtulmak için. Yine de aklım hala mideme ve midemde çalışıyor. Yani hala yemeyi düşünüyorum. Dondurmayı azalttım. Günde iki öğüne düşürdüm. Tuzu neredeyse kestim ödem yapıyor artı gelecekte tansiyon problemlerine yol açabiliyor. Ekmeği önce bir dilime indirdim ardından kestim. Ambalajlı ürünleri yemiyorum yani raf ömrü uzatmak için katkı maddesi kullanılmış ya da herhangi bir hazır ürünü tüketmiyorum. Tabi bunu tam anlamıyla başarmak zor ama olabildiğince aza indirdim, sadece kilo vermek için değil sağlık için. Bir de şu günlerde neyin GDO lu filan olduğunu bilemiyoruz. Sıkı bol ev yapımı zeytinle ve domatesle kahvaltı ardından öğle yemeği yerine akşam olmadan tuzsuz ev yapımı iki tane el kadar köfte yiyorum, tabii ekmeksiz. Ama köfte veya herhangi et türü bir şey yediğimde mutlaka yanında yeşillikli salata yiyorum ve asla yoğurt ayran tüketmiyorum. Et türü yanında yoğurt tarzı şeyler faydasını engelliyor, yeşillikler ise daha çok işe yarıyor. Sebze yemeği yanındaysa yoğurt iyi gidiyor. Hem yoğurt ve salata ekmeğin eksikliğini kapatıyor doğrusu. Of kendimi diyetisyen sandım ya bir an. Hahahah ne komik oldu. Millet bu benim beslenme şekilim tabii ki ciddiye almanız gerekmiyor.

Ve hoşçakalın!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder