21 Ocak 2015 Çarşamba

Bir Küçük Ehliyet Meselesi

Ehliyetimi alalı birkaç ay oldu henüz, sanırım eylül başında almıştım. Herkes benim ne kadar iyi sürücü olacağımı düşünürken ben içten içe trafikten korkuyordum. Pratiği ve sınavı yaptığımız yollar oldukça boş ve rahat yollardı, kafam da rahattı. Ama endişeden ölüyorum. Hatta o yüzden dalgasına ehliyeti alıp "Nasıl bir canavarı saldıklarından haberleri yok eheheh." deyip gülüyordum. Aslında hep korkumun açığa vuruşuydu bu gibi esprilerim.
Telaşlandığında soğuk kanlılığını koruyan o mucize insanlardan değilim yazıktır ki. Kitlenmek denilen şey resmen başıma geliyor. Ya aklım duruyor ya elim ayağım hareketsiz kalıyor ciddi durumlarda hatta. Trafikte de kritik bir anda ne kadar idare edebilirim vaziyeti hiç bilmiyorum. Korkuyorum diyorum ya kendimden. Oysa hep araba yarışları oynayarak büyüdüm ben ve reşit olup araba kullanmak en önde gelen hayallerimdendi. Gel gelelim hayal ettiğin gibi gitmiyor her halt işte.
Ankara'da zaten kullanma şansım olmadı araba ailemde kaldığı için. Artık kullanmam gerek ve bu iş gözümde fazla büyüyor.
Oysa en yakın arkadaşlarımdan araba işini kıvırmasını en beklemeyeceğim en telaşlı arkadaş bile 1 yıllık ehliyetiyle 40 yıllık şöför gibi dolanıyor rahat rahat ya. Belki benim de şansım yaver gider onunki gibi. Aksi taktirde alay konusu olacağım ailede :D

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder