29 Mayıs 2012 Salı

Ben hapşurunca sallamıyor, galiba içinden küfrediyor

Şeyi merak ediyorum. Neden hep eski dostlar düşman oldu sonradan?
Millete o kadar çok değer veriyorum, dostum canım cicim diyorum, değerim bir bilinmiyor be. Bundan 3 yıl önceye kadar bir dostum vardı, ama nasılı seviyorum, kardeşimden daha çok seviyorum öyle böyle değil. Sonradan gelen iki kızla beraber beni sattılar. Ne olduğunu anlamadan aylarca arkamdan iş çevrilmiş. Ve tesadüf eseri her haltı tek bir günde öğrendim. Hem de hayatımın sınavından bir gün önce. Düşünün artık dıt gibi bir moralle girdim sınava. Neyseki süper bir sonuçla çıktım.
Her neyse baya canım yanmıştı. Arkadaşlığa çok sıkı bağlanan bir insan olmak çok zordu, o sırada anladım bunu. Ve başıma gelenlerden o kadar etkilenmiştim ki üstünden bir yıl gecene kadar her gece rüyamda aynı kızlar tarafından kazık yiyordum. Mal gibi tekrar tekrar kazık... Hani bir de inanılmaz bir güven problemi oluşturdular bende. Bu arada başka bir kızla kanka olduk. Ve hepimiz aynı okula girdik. Ertesi yıl o da sattı beni. Yine başka bir kızla kanka olduk. O satmadı neyse. Ama onla da hoş bitmedi arkadaşlığımız bence. Aslına bakarsanız ilk defa birisinden kendiliğinden ben uzaklaştım. Bir şeyler ters geliyordu ama bırakamıyordum da. Sessizce uzaklaştım. Baktım ki abo! Kız benim olduğum muhabbete filan girmemeye başladı böyle çocuksu bir görmezden gelme çabaları. Ben de son bir çekip konuşayım dedim filan. O konuşmayla ve arkasından gelen bir "mektuplaşmayla" arkadaşlık toz duman oldu. Harbiden ne mektuplaşması, ne tuhaf bişi! Duyan da sevgililer ayrılıyor sanacak falan. Hadi en azından kazık durumu yok idare edilir dedim. Meğer milletin diline düşmüş bizim görüşmememiz. Herkes sanıyor ki ben ondan nefret ediyorum, yüzünü görmek istemiyorum. Yok öyle bir şey ya! Ne alaka nerenizden uyduruyonuz? diyorum içimden bana saçma sapan laflar geldikçe. O büyük ihtimal bana düşman oldu, bilemiyorum, öyleyse de saçma. Çünkü arkadaş olmak istemediğini yüzüme söyleyen oydu ne de olsa.
Yine de insan ortak çevrede adam gibi davranır, durumu idare eder. Hanfendide bu yok. O hapşırıyor ben "çok yaşa" diyorum. Ben hapşurunca sallamıyor. Galiba içinden küfrediyor, bilemicem.
Gerçi bunlar lise hayatında hep olan basit şeyler ama bağlam itibariyle düşününce etkiliyor insanı.
Her neyse şimdi bunu yazarken hayvan gibi tıkınıyorum ve yazının başından sonuna kadar beş altı tane su böreği, koca bir tabak tiramisu, biraz da çiğ köfte. Kabul ediyorum iğrencim :D

1 yorum:

  1. Ohh afiyet olsun :) hayatta herşey değişir ama değişmemesi gereken şey tiramisunun o güzelliği ve çiğ köftenin damağı yaktığı hafif acılığı :))

    YanıtlaSil